Sponsor arayanların, projelerine sponsor ararken sıklıkla başvurduğu yöntem, artık eski kalmış bir trend olan Altın-Gümüş-Bronz kategorileridir. Kurumların sponsor olma kararı alırken belki de dikkat ettikleri en önemli nokta olan sponsorluk haklarının, kategorilere sıkıştırılmış halde sunulması verimli olmamaktadır. Yazımda altın-gümüş-bronz yönteminden daha verimli olduğunu düşündüğüm sponsorluk menüsü uygulamasından bahsedeceğim.

Menü ile yetinmeyin:

 

Sponsorluk menüsü, kurumlara sponsorlukları karşılığında sunulan sponsorluk haklarının bir bütünüdür. Proje özelinde kurumlara fayda sağlayacağını düşündüğümüz hakların, önem sırasına göre önceliklendirilerek bütünsel bir yaklaşımla sunulması menü kavramının uygulamasıdır. Kurumlar da sunulan sponsorluk haklarını kendi önem sırasına göre önceliklendirerek, haklar arasından seçim yapabilirler. Menü üzerinden seçilen hakların kapsamı, her kurum özelinde değişeceğinden, kurumlar sponsorluk yatırımının geri dönüşünü kolaylıkla hesaplayabilmektedir.

Sponsorluk menüsü kavramı, bir restorandan sipariş vermeye benzer. Acıktığımızda ve dışarıda yemek yemek istediğimizde restorana gireriz ve bize sunulan menüden seçim yaparız. İstersek dilediğimiz kadar sipariş verebilir veya istediğimiz yemeği istediğimiz içecek ile birleştirebiliriz. Aynı şekilde kurumlar da sponsorluk kapsamında talep edeceği hakları seçmekte özgür olmalıdır. Seçilecek haklara karşılık ayrılacak bütçe de kurumlar tarafından rahatlıkla belirlenebilir.

 

Menüyü Nasıl Hazırlayacağım?

Sponsorluk nasıl fiyatlandırılır başlıklı yazımda sponsorluk bedellerinin, kurumların gözündeki değer ile doğru orantılı olarak belirlenmesi gerektiğinden bahsetmiştim. Eğer ilgili yazıyı incelemediyseniz, bu yazının sonunda okumanızı tavsiye ederim. Çeşitlendirilmiş sponsorluk haklarının her kurumun stratejisinde farklı değerleri olabilir. Sponsorluk haklarını kurumlara göre özelleştirerek alternatif menü seçenekleri sunulabilir.

Özellikle 6 aylık, yıllık veya daha uzun vadeli sponsorluk anlaşmalarında menü kavramının verimli olduğu ortaya çıkmaktadır. Oldu-Bitti olarak adlandırılan tek günlük, 2-3 günlük veya bir haftalık etkinliklerde, kurumlar olabildiğince çok haktan faydalanmayı tercih ederler. Ancak daha uzun vadeli bir sponsorluk yatırımında, sunulan haklar arasından seçim yapma özgürlüğünde olmaları, projeyi sahiplenmeleri ve partnerliğin kalıcılığı adına fayda sağlamaktadır.

Kurumlara altın-gümüş-bronz kategorileri sunmaktansa sponsorluk haklarını kendi içerisinde kategorileştirerek sunmanın sonuca daha olumlu etki bıraktığını düşünüyorum. Örneğin; etkinlik için yapılacak PR ve duyuru çalışmalarını basılı materyaller ve internet paylaşımları olarak ikiye ayırırsak ve her bir kategori için ayrı ayrı fiyatlandırma sunarsak, ilgilenen kurumlara karşı alternatiflerimizi çoğaltmış oluruz. Her iki paketi de isteyen kurumlardan farklı bir fiyat, sadece tek bir paketi isteyen kurumlardan farklı bir fiyat isteme özgürlüğünü elimizde bulundururuz.

 

Sonuç Olarak

Her kurumun sponsor olma amacı farklı olduğundan, her kuruma özel sponsorluk hakları belirleyebilmek üzere alternatif seçenekler oluşturmak ve bu seçenekleri ayrıştırılmış halde sunmak sponsorluk menüsü kavramının özetini oluşturmaktadır. Sponsorluk çalışmalarınızda bu yöntemi kullanmayı düşünebilirsiniz.

 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

H. Alper Koç
Anasponsor Kurucu Ortağı

Bizimle iletişime geçin!