Türkiye Sigorta, Kadın ve Erkek Milli Basketbol Takımlarının ana sponsoru olarak sürdürdüğü iş birliğini yalnızca reklam alanı olarak değil; sosyal sorumluluk, iletişim ve kurumsal itibar stratejilerinin önemli bir parçası olarak görüyor. 2022 yılında Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi isim sponsorluğu ile başlayan yolculuk, bugün milli takım düzeyinde kapsayıcı bir ortaklığa dönüşmüş durumda. Bu stratejinin sahaya nasıl yansıdığını ise geçtiğimiz haftalarda Atina’da oynanan Avrupa Şampiyonası eleme maçlarında gözlemlemek mümkün oldu.
Kaynak: Bu metin, Fortune Türkiye’de yayımlanan Zeynep Aktaş imzalı yazısından derlenerek basın bülteni formatında yeniden yapılandırılmıştır.
Atina’da Sadece Maç Değil, Strateji Vardı
Kadın Milli Takımımızın Fransa ve İsviçre ile oynadığı karşılaşmalarda, yalnızca parkede verilen mücadele değil, tribünlerde sergilenen kurumsal duruş da dikkat çekti. Türkiye Sigorta’nın üst düzey yöneticileri arasında yer alan Sağlık Sigortaları GMY Tuba Buldu, Oto ve Tarım Sigortaları GMY Melike Nur Çınar, Bilgi Teknolojileri GMY Çiğdem Kılıç ve Kurumsal İletişim Direktörü Selda Çamlıbel Özkoyuncu da maçları tribünden izledi. Şirketin kurumsal iletişim faaliyetleriyle sponsorluk alanında bir “eşlikçi aktör” olduğunu kanıtlayan bu yaklaşım, klasik sponsorluk ilişkilerinden farklı olarak çok daha stratejik bir yapı ortaya koyuyor.
Sponsorluktan Daha Fazlası: Değer Üreten Yol Arkadaşlığı
Türkiye Sigorta Genel Müdürü Taha Çakmak’ın “milli takımların yanında olmak bizim için sadece bir görev değil, bir onur” sözleri, sponsorluk anlayışlarının temelini oluşturuyor. Kurumsal İletişim Direktörü Selda Çamlıbel Özkoyuncu ise bu ortaklığı şu sözlerle tarif ediyor: “Bu iş birliğini bir sponsorluktan öte, bir yol arkadaşlığı olarak görüyoruz. Türkiye adını taşımanın onuruyla, basketbolun dinamizmiyle örtüşen bir kurumsal ruhu sahaya taşıyoruz.” Bu bakış açısı, özellikle kadın sporcuların desteklenmesi, spora erişimin artması ve genç nesillerin ilham alması gibi toplumsal hedeflerle birleşiyor.
Kurumsal Performansla Güçlü Temel
Sahadaki sponsorluk vizyonunu mali ve teknolojik altyapıyla destekleyen Türkiye Sigorta, 2025 yılının ilk beş ayında 627.537 yeni sağlık poliçesi düzenledi ve aynı dönemde 5,04 milyar TL tazminat ödemesi gerçekleştirdi. Aynı zamanda elementer sigorta branşlarında 2.681.097 poliçelik üretim ve 10,28 milyar TL’lik hasar tazminatı ile sektörün lider aktörlerinden biri oldu. Bu başarıyı destekleyen faktörler arasında güçlü dijital altyapı, yapay zekâ destekli müşteri hizmetleri (Bilge chatbot), mobil uygulamalar ve RPA tabanlı süreç otomasyonları öne çıkıyor.
Bilgi Teknolojileri GMY Çiğdem Kılıç, bu konuda “Bilge sayesinde müşteri taleplerini gerçek zamanlı izliyor, dijital kanallarda bu ihtiyaçlara doğrudan karşılık veriyoruz” açıklamasında bulunurken, Sağlık Sigortaları GMY Tuba Buldu, hedeflerinin sadece hacimsel büyüme değil, müşteri memnuniyetinde sürdürülebilir bir kalite olduğunu belirtiyor.
Basketbolda Değerin Temsilcisi Olmak
Sponsorluk faaliyetlerini yalnızca sahada görünürlükle sınırlamayan Türkiye Sigorta, kadın basketbolunun gelişimine katkı sağlarken milli takım çatısı altında değer odaklı bir iletişim stratejisi izliyor. Atina’daki maçlar bu stratejinin bir yansıması oldu: Fransa karşısında 71-69’luk mağlubiyetin ardından gelen 91-67’lik İsviçre galibiyeti, millî takımın performansını olduğu kadar kurumsal eşlikçiliğin sahadaki duygusal etkisini de gözler önüne serdi.
Türkiye Sigorta’nın Sponsorluk Yaklaşımı: Kurumsal Bir Duruş
Şirketin sponsorluk konusundaki genel bakış açısı, yalnızca forma reklamı satın almakla sınırlı olmayan, uzun vadeli değer üreten, sporun geleceğine yatırım yapan bir anlayışı temsil ediyor. Türkiye Sigorta’nın bu çok katmanlı yaklaşımı, hem sektör profesyonelleri hem de sporseverler nezdinde dikkatle takip ediliyor.
Bu sponsorluk vizyonu, bir formaya yalnızca logo yerleştirmekten çok daha fazlasını, yani “geleceğe dair umutları sahaya taşımayı” ifade ediyor.
